Madenci sıcak bir yaz günü güneşin altında çalışırken,
birden sıcağın onu daha verimli çalışmasından alıkoyduğunu fark etmiş ve o an
"Güneş benim çalışmamı engelliyor. O zaman benden daha güçlü." diye
düşünmüş.
Güce de çok önem verdiği için o an GÜNEŞ olmayı dilemiş.
Madencinin isteğini kabul olmuş ve madenci Güneş olmuş.
Bütün dünyayı ışınıyla aydınlatmış, her yeri kavurmuş gücünü herkese göstermiş.
Fakat bir gün güneşin önüne bulut gelmiş. Bizim madenci çok
sinirlenmiş bu işe. Çünkü bulut Güneş'in ışınlarını kesiyormuş ve madenci
"Bulut Güneş'ten daha güçlü, ben BULUT olmak istiyorum" demiş ve o an
bulut olmuş madenci.
Yağmurlar yağdırmış, seller bastırmış, şimşekler yaratmış.
Güçlü olduğu için halinden memnunmuş.
Ama fazla uzun sürmemiş mutluluğu. Çünkü bu sefer de rüzgar
bulutu sürüklemiş ve bizim madenci yine düşünmüş ki "Rüzgar bulutu
sürükleyebiliyorsa o zaman en güçlüsü rüzgar. Ben RÜZGAR olmak istiyorum"
demiş ve rüzgar oluvermiş o an.
Madenci rüzgar şeklinde fırtınalar estirmiş, denizleri
coşturmuş, kasırgalar yaratmış. Ama bu seferde eserken karşısına koca bir taş
kütlesi çıkmış. Bir bakmış. "Bu nasıl bir şey ki benim rüzgarımı
kesiyor?" diye düşünmüş. O taş kütlesi aslında bir dağmış. Ve son bir
dilekte bulunarak bir DAĞ olmayı istemiş.
Madencinin isteği kabul olmuş ve sonsuza kadar dağ olarak
yaşamaya karar vermiş. Çünkü dünyadaki en güçlü şey dağ olduğunu düşünmeye
başlamış.
Madenci dağ olarak hayatından memnun bir şekilde yaşarken
birden bir rahatsızlık hissetmiş. Bir şey içini kemiriyormuş.
Derken dağ onu rahatsız eden şeyin ne olduğunu bulmuş;
Onu rahatsız eden, içini kemiren bir MADENCİYMİŞ.
Kendimizi ve yaptığımız işi asla küçümsememeliyiz. Gün gelir
en güçlü olanlar en zayıf hale düşebilirler. Buna ancak yaşamın akışı karar
verir.
Sular yükseldikce balıklar karıncaları yer,sular çekildikce
de karıncalar balıkları yer. Kimse bu günkü üstünlüğüne gücüne güvenmemeli...
Çünkü,kimin ,kimi yiyeceğine,suyun akışı karar verir.
AFRİKA ATASÖZÜ
Akıllı iki kız kardeş varmış, bilgiye açlarmış ve
okullarındaki, etraflarından aldıkları bilgi yetersiz olmuş.
Bilge adam kızların sorduğu bütün soruları bilmiş. Kızlar
daha fazla bilgi almak için bir süreliğine daha bilgenin yanında kalmışlar.
Ama sonra bilgenin her sordukları soruyu bilmelerinden
sıkılmışlar. “Bilgenin dahi bilemeyeceği bir soru bulalım” demiş birisi.
Kızlardan biri, bilgenin bile bilemeyeceği bir soru buldum
diye sevinmiş. Avucumun içine bir kelebek alacağım “Avucumun içinde bir kelebek
var. Canlı mı, ölü mü?” diye bilgeye soracağım, ölü derse kelebeği serbest
bırakacağım. Canlı derse, avucumu hafifçe bastıracağım.
Kızlardan biri avucu kapalı bilgeye uzatmış ve sormuş:
- Avucumun içinde bir kelebek var; bilin bakalım canlı mı,
ölü mü?
Bilge, kızın gözlerine uzun uzun bakmış ve cevap vermiş:
- Senin elinde kızım senin elinde…
Hayatta tüm fırsatları değerlendirmek, hayatı en iyi şekilde yaşamak sizin elinizde. Siz siz olun hayat tüm hızıyla akarken kaçan fırsatlara üzülmeden hayatınıza devam edin. Unutmayın kaçan her fırsat yeni fırsatların habercisidir.